9 Temmuz 2007 Pazartesi

marka sempatisi

Logoların, marka kimliğinde en önemli unsur olduğunun artık herkes farkında. Bizler logoyu markanın imzası olarak yorumlamaktayız. Logolar sayesinde markalara dair izlenimlerimiz oluşur, marka hatta ürüne dair öngörülerimiz biçimlenir. Abartmış olabilirim ancak en azından kendim için geçerli bir durum.
Pek de abartmış olmamalıyım. Aksi olsaydı logo tasarımı için tonlarca para harcanmazdı. Ne kadar olduğunu hatırlayamasam da TRT’nin şu an kullanılan yeni logosu bunlardan biridir ki başarısı sorgulanır…Logo tasarımında öncelikle dikkat edilen birkaç özellik şöyle sıralanabilir; akılda kalıcılık, kolay okunabilmesi, kolay uygulanabilmesi, farklı duruş, uzun yıllar kullanılabilmesi, sektörüne uygunluğu..
Beni bu girişi yapmaya iten uzun zamandır beri sempati duyduğum Tui’nin logosudur. Sabah işe giderken tur acentalarının araçları ile sıkça karşılaşmaktayım. Araç üzerinde gözüme ilişen gülen yüzü ve firmanın ismini yazan Tui Logosu’na bayılıyorum. Resmen içimi ısıtıyor. Logosu, Tui Acentası ile hiçbir deneyimim olmamasına rağmen firmayı, pozitif, işinin ehli, harika tatil için doğru adres, % 100 memnuniyet olarak beynimde konumlandırmamı sağlıyor.
Metni hazırlamadan önce firma hakkında kısa bir araştırma yaptım. Alman Firması olduğunu öğrendim. Açıkçası soğuk olarak tanımlanan bir ülke firması için tasarlanabilecek en samimi ve sıcak logo olsa gerek. Oysa ülkemiz insanının misafirperverliğini, sıcakkanlılığımızı, ne de güzel simgelerdi diye iç geçirmeden edemedim.. Tebrikler Tui’nin marka stratejistleri. Hani dövme yaptırmayı seven biri olsam bu logoyu dövme olarak çizdirebilirim.

Hiç yorum yok: