28 Temmuz 2009 Salı

öğlen arası

işten geliyor, anahtarını ararken zaman kaybediyor apartmanın girişinde. anahtarı bulmak gayretindeyken, fısıldaşan küçük hanımlardan biri dillendiriyor ortak fikirlerini; “ ayakkabılarınız çok güzel.” “büyüdüğünüzde siz daha güzellerini giyeceksiniz” derken teker teker öpüyor, tatlı kız çocuklarını.

mutlu olmak için ne kadar güzel bir sebep diye düşünürken evine giriyor.

yemek arası bitip siteden çıkarken en çok sevdiği kız çocuğu şevval koşarak geliyor “derya abla gözlüğünü takabilir miyim?” şevval’in minik burnuna yerleştirirken güneş gözlüğünü diğer meraklı hanımlar da gözlüğü denemek istiyor. kaçış yok hepsi teker teker deniyor yüzlerinde zor duran gözlüğü. gülüşüyorlar. heveslerini aldıktan sonra teşekkür edip kendi oyunlarına dönüyorlar şaşırtıcı bir hızda.

gözlüğünü takıyor, bir sürü minik parmak izi gözlük camında. keyfi iyice yerine geliyor, işe geç kalmış olsa bile. dokunmuyor gözlüğün izli camlarına. kendi çocukluğunun süslü günleri geliyor aklına. çok güzel günlerdi diye mırıldanıyor ve tutturuyor yine bir melodi.

düşünmeden edemiyor, hayat ona hediyesini verecek miydi falcının olumsuz yorumlarına rağmen?

cevabını bilmek istediği tek soru keyfini kaçırmıştı.

şarkı söylemeyi bıraktı.