30 Aralık 2007 Pazar

keşkelere sinematografik bir yanıt


yıllar önce izlediğim ve de izlediğimi dvd’sini görünce hatırladığım bu filmi, değerli arkadaşım “tam senlik, bloğuna yazarsın” dediğinde anımsadım. keyifle ikinci kez izlenen filme dair yorumumu aktarmasam ev ödevimi yapmamış olacaktım :)

romantik tarzın hoş yapıtlarından olan film; zamanlama, kader ve aşk üçgeni üzerine kurulmuştur. türkçe’ ye “rastlantının böylesi” olarak çevrilen "sliding doors"; rastlantılar, zor verilen kararlar ve tek düze yaşamların süregeldiği modern dünyada, sadece bir kaç saniyelik gecikmenin insan hayatını nasıl değiştirebileceğini sergileyen bir film. 1998 yılı yapımı olan bu ilgi çekici film, tümüyle bu felsefi varsayım üzerine kurulmuş ve iki farklı yönden akan aynı hayatı paralel kurgu ile ele almıştır. özgün bir fikri oldukça başarılı biçimde uygulayan filmin senaryosu aynı zamanda filmi yöneten peter howit’ e aittir. gwyneth paltrow ve john hannah, başrolleri paylaşmışlardır.

londra'da yaşayan genç ve güzel halkla ilişkiler uzmanı helen(gwyneth paltrow)'in o gün evine dönerken treni kaçırması ile treni yakalaması arasında sadece bir saniye vardır. (ki bu bir saniyenin vurgusu müzik eşliğinde yapılmaktadır.) film, bu bir saniyenin insan hayatında ne kadar büyük farklar yaratabileceğinin öyküsüdür. eğer beklediği banliyö trenini yakalar ve zamanında eve giderse, onu acı bir sürpriz bekleyecektir. ama ya kaçırırsa? o zaman her şey farklı olacaktır. peki ama koskoca bir hayat böylesine küçük rastlantılardan etkilenir mi, etkilenirse neler değişir?

filmin orijinal ismine göndermede bulunan açılıp kapanan kapılar, bir çok sahnede mevcut. kapanan banliyö treninin kapısı, kapanan iş yeri kapısı, kapanan asansör kapısı.. nedense her kapanan kapı ile başka bir alternatifin uzaklaştığı vurgusunu hissettim...bütününde değerlendirdiğimizde ise kimi zaman ilk etapta hoş olmayan şeyler uzun vadede bizim lehimize oluyor ve de olacağı varsa dönüp dolaşıp yine oluyor. bu nedenle daha önceden düşündüğüm ve de şöyle yapsaydım ne olurdu, böyle deseydim ne değişirdi demiyorum…en azından dememeye özen gösteriyorum. sonuçları iyi olan olumsuz nedenlere razıyım açıkçası :)
teşekkürler mesut.

bol şans 2008…çünkü ihtiyacın olacak

düşündüm de hani, iyi ki 2008 yılının yerinde değilim. düşünsenize bırakın 2007’nin yerine gelmeyen dileklerini, yüzyılların dinmeyen acılarının dinmesi, beklenen umutlarının yerine gelmesini dileyeceğiz 2008’den de ki ne yazık ki 2088’den de, dilekler aynı, seneler değişmiş olacak :(

2008 yılının yerine ben olsam bir anlaşma yapıp 2007 ile, onun görevine devam etmesini sağlardım :) birey olarak ben bile o kadar çok şey bekliyorum ki 2008’den.. tüm insanların beklentilerini düşününce ürktüm hani onun adına.

yılın son günü bu kadar umutsuzluk yeterli sanırım. ne de olsa umut dünyası bu dünya! insan olmanın tüm erdemlerini barındıran hiçbir duygudan yoksun olmadan, umutlarımızın yeşerdiği yepyeni bir yılda, sevdiklerimizle nice seneler geçirmeniz dileğimle,

içten sevgilerimle…

17 Aralık 2007 Pazartesi

Duvak



her rolünde hayran olduğum edward norton’ın oynadığı bir film olunca, filmi izlemek istedim. vcd’yi satan genç arkadaşın “sıkılabilirsiniz…” yorumlarına karşın. ki sıkılmayacağıma emindim ve de yanılmadım hani…

başrollerini, naomi watts (kitty fane) ve edward norton (walter fane)’ın paylaştığı, türkçe’ye “duvak” olarak çevrilen the painted veil’in, yönetmeni john curran’dır. film, abd ve çin ortak olup, somerset maugham'ın klasik romanı 'the painted veil' den uyarlanmıştır.

1920'lerde genç bir ingiliz çift arasında geçen bir aşk hikâyesini konu alıyor: üst sınıfa mensup bir kadın olan kitty, orta sınıfa mensup bir doktor (bilim adamı) olan walter' la annesinden uzaklaşmak için evlenmiştir. çift, şanghay' a gider ve genç kadın burada bir başkasıyla aşk yaşar. walter karısının bu sadakatsizliğine tanık olunca, intikam almak amacıyla, çin'de kolera salgının kol gezdiği ücra bir kasabasından gelen iş teklifini kabul eder ve karısını da beraberinde götürür. film; ihanet, aşk ve koleraya karşı verilen mücadeleyi harika bir üslupla anlatmaktadır.

filmin müzikleri filmin başarısını arttıran en önemli unsurlardan. özetle derim ki, izlemeye geç kaldığım filmlerden biriymiş, elbette öneririm

aşka dair bir dip not: tabiî ki filmden alıntı; kitty diyor ki kızlar erkeklerin karakterlerine aşık olurlar..

7 Aralık 2007 Cuma

2 aralık 1998 ankara

eski kitapları karıştırırken hint masalları isimli ankara'dan satın alınan kitabıma yazmışım aşağıdaki dizeleri;

" yürürsün..
darmadağınsındır
dinlediğin masalları,
şimdi kendi kendine okursun.
uyumak için değil;
yaşamak
anlamak
tek amacın "