25 Nisan 2024 Perşembe

buse

usulca..

ansızın!

sanki aşina

bir o kadar çocuksu

kapıya bırakılan aşk mektubu gibi

...dudağa kondurulan buse, 

cennetin anahtarı olmalı.. 

8 Nisan 2024 Pazartesi

mesele

mesela diyor zerrin tekindor; 

'sen biriyle bir ekmeği bölüp yemek istiyorsun ama o eline ekmeği tutuşturup gidiyor, sanıyor ki mesele doymak...'

benzerini yaşadım!

teoman'ın koyu antolojisi konseri'ne gidelim dedim. vermezmiş o ücreti, o konser biletine! ben alırım deyince de, alayım biletleri de iş arkadaşınla gidin konsere dedi!

o; meseleyi de, beni de hiç anlamadı zaten!

sevgilim

ingilizce en sevdiğim sözcük "suddenly". 30 yıldır bu böyle..ancak türkçe en sevdiğim sözcük konusunda kafa patlatmadığımı fark ettim.. 

"sevgilim" bir hitap olsa da en çok bu sözcüğü seviyorum. çok net, çok muzip, çok romantik, çok şefkatli, cok aşk, çok baştan çıkarıcı, çok hayat, çok ait. her seyin çoğu aslında!

mesela, "sevgilim.." ile başlayan hiçbir cümle olumsuz devam edemez.

"sevgilim" demeyi çok özlemişim.

5 Nisan 2024 Cuma

yanlış

kime aşık olacağını seçemiyorsun

kalbini yanlış adama armağan edebiliyor,

bir yanlışı sevmiş,

bir yanlışa güvenmiş,

yanlışı baş tacı

kalbinin efendisi yapmış olabilirsin

yanlışdan doğruyu ummak..

yanlış adam, nihayetinde yalnız kadin!

2 Nisan 2024 Salı

kum

kum saatinden akan kum,

kalbimin yangınını elbet söndürecek!

25 Mart 2024 Pazartesi

simurg

iki yıl önce dün; ay tam mıydı? yarım mıydı? hilal miydi? var mıydı? yok muydu? hiiiç hatırlamıyorum. 

iki yıl önce dün; 24 mart'da kendimi izmir'de bambaşka bir hayatın içinde gerilim ve dram tadında bulmuştum.

evimi, işimi, alışkanlıklarımı ödemiş'de bırakmıştım. tam anlamıyla bir kabusun içinde bulmuştum kendimi.

martılarla geceleri nöbet tutup umut'u izlemiştim, bitmeyen dualar eşliğinde.

kara bir bulut tepemdeydi ve belli ki beni çok seviyordu, nedense bir türlü gitmedi.

varsın beni kimse anlamasın, kimse evladı ile sınanmasın.

ailem bildiklerim yabancı, ilk kez gördüklerim dertdaşım, sığındıklarım oldu.

dün küllerimden yeniden doğdum ben.

ve ay tüm görkemiyle dolunaydı, usul usul çıktı bulutların arkasından;

bitti bak başardın mutlu son der gibi, noktayı koyar gibiydi.

bundan böyle mutsuzluk haram bana, kadehler umut'a 

22 Mart 2024 Cuma

bataklık

sırtüstü uzanmış yıldızları izliyor sanıyordum 

dalgası aşk olduğunu duyumsadığım denizde.. 

meğer bataklıkmış, beni dibe çeken! 

debelendikçe boğazıma kadar battığım.

şimdi arınma vakti 

karanlık, kirli, bol egolu, bencillik yumağı olmuş bu çamurdan

18 Mart 2024 Pazartesi

uçuk

ağzım ve dudaklarım yara içinde.. kasım patları gibi dudaklarımda patladı uçuklar. dudağımın küçük yaraları; dudaklarımın isyanı, gözyaşları..

bir zamanlar kalbim çiçek açardı, tatlı sözcüklerim vardı dudaklarımdan istemsiz dökülen. şimdiyse mühürlü suskunluklarım var. 

rüyalarım konuşuyor, hatıralarım cirit atıyor, gözyaşlarım dökülüyor ama ben çaresizce susuyorum.

ne kadar çaresiz hissettiğimi, ne kadar hırpalandığımı, ne kadar çok hoyratlığa maruz kaldığımı vee ne kadar yalnız olduğumu gün geçtikçe daha da anlıyorum.

sevdiğim şarkılar iyi gelmiyor ruhuma. özlediklerim var hem de çok ama dönüyorum sırtımı, geceliğin düşen askısı, öylece bekliyor.. sadece uyku esir alsın diye bekliyorum dünden razı teslimiyetle.

kalbim kırık kim toplayacak? dudaklarım uçuk buna rağmen kim öpecek?!

11 Mart 2024 Pazartesi

emzik

oğlumun emziği; arabanın dikiz aynasında asılıydı. dikkatli, sakin olalım trafikte canavarlaşmayalım diye..

yıllar geçti oğlumun emziği yine bir dikiz aynasında. sadece bir emzik değil çok fazlası.. çok hayal kırklığı, çok mücadele, çokça yalnızlık ama hiç pişmanlık!

maddi konular mutluluğumun odağında olmadı. olanla olduğu kadarın tadını çıkarmaya baktım. hayat seni yudumlayacağım içime sindire sindire..

dikiz aynasından geriye sadece umut'un gülen yüzünü görmek için bakacağım.


6 Mart 2024 Çarşamba

tehdit

ölümle korkutuyor, 

sanki günlerdir delik deşik ettiği kalbim değilmiş gibi!


29 Şubat 2024 Perşembe

meğer


                    meğer ile biten bir cümle olsun

                    sonu açık olan romanlar gibi..


         .........meğer,


* fotoğraf, onur pehlivan 

2 Şubat 2024 Cuma

duymuyor

duymuyorsa çığlıklarını kalbinin

belki de sağırdır?!

kandırma kendini;

      umursamıyordur!

gladyatör

yoktur merhameti, seviyorum dediğine bile!

öldürür 

ve 

hep o kazanır.

11 Ocak 2024 Perşembe

putupessa

*

fırtınalı denizlere tutsak bir denizkızının 

büyüleyici pullarına rağmen

 kalbi yosunla kaplanmıştır!

*



bugün putuheba'dan çok uzak; bir denizkızına çok yakınken ruhum, marpessa'nın hikayesi denk geldi.

''yunan mitolojisine göre savaş tanrısı ares’in torunu ve aitolia kralı euenos ve alcippe'nin güzelliğiyle ünlü kızıdır. euenus kızına çok sahip çıkar ve hayatı boyunca onun yanında kalmasını ister, kızını herhangi bir prens ya da başka bir adamla evlendirmek istemez.   

marpessa’nın bu dillere destan güzelliği günün birinde idas’ın kulaklarına gider. idas, messinialıdır. aphareus ile arene’nin biricik oğullarıdır. balıkçılık yaparak aile bütçesine katkıda bulunan  fakir bir aile çocuğudur. delikanlılık çağındadır. marpessa ne kadar güzel ise o da o kadar yakışıklıdır. yakışıklılığıyla genç kızları büyüleyen idas ile birlikte olma hayaliyle yanıp tutuşan onlarca genç kız vardır. ancak İdas, onlara hiç aldırış etmez. tam bu sırada güzelliği dillerde dolaşan marpessa’nın adını duyar. 

günün birinde bir rastlantı sonucu marpessa ile karşılaşır. ikisi de karşılaştıkları andan itibaren birbirlerine âşık olurlar. o günden sonra gizli gizli buluşmaya başlarlar. ikisi de evlenmeyi düşünür. ama marpessa bir kralın kızıdır. oysa idas fakir bir balıkçının oğludur. idas’ın, marpessa’yı babasından istemesi mümkün değildir. bu mümkün olmadığı için iki âşık kaçmaya karar verirler. ve idas, marpessa’yı kaçırıp akdeniz kıyısındaki mağaranın  (günümüzdeki taşucu’nda) birine götürür ve orada yaşamaya başlarlar. dünyalar güzeli kızının fakir bir ailenin oğluyla kaçtığını duyan babası, üzüntüsünden intihar eder.

marpessa’nın âşıklarından biri olan  tanrı  apollon bu olayı duyunca çok kızar. tanrı apollon ile idas arasında amansız bir kavga başlar.  mücadele  saatlerce sürer. şafaktan gün batımına kadar iki adam aşkları için savaşır durur.  mücadele sert ve acımasızdır. saatler sonra bile  iki rakip hala eşittir. kılıçlarının sert sesleri olympus'a kadar duyulur ve diğer tanrılar için can sıkıcı olmaya başlar. işte o zaman zeus bu işe yaramaz savaşa müdahale etmeye ve durdurmaya karar verir. sonuçta araya giren zeus, seçimi marpessa’ya bırakır. 

marpessa, her iki adama bakar; bir tarafta, gördüğü en yakışıklı ve çekici adam olan ilahi apollon vardır.  apollo ona istediği her şeyi verebilir: şan, güç ve birçok hediye. ancak apollo, yaşlanmayan bir tanrıdır ve bu nedenle doğası gereği sadakatsizdir. marpessa yaşlanıp güzelliğini kaybedecek olsa bile, tüm hayatı boyunca onun yanında kalacağına güvenmez. diğer  yanda ise idas vardır.  her yerinde bir savaşçının gaddarlığı vardır ve sert yaşamayı öğrenmiştir. yine de onu seviyordur ve aşkını defalarca kanıtlamıştır. marpessa, idas’la  hayatın ölümlü ve basit olacağını ama en azından hayatı boyunca kararlı, sadık bir ilişkisi olacağını düşünür.  marpessa hemen kararını verir. apollo'yu geri çevirir ve kocası olarak idas'ı seçer. 

apollo, savaş alanından yenik bir şekilde çıkar ve  intikam almak ve  marpessa’yı cezalandırması için ikizi artemis’i görevlendirir. İki genç aşığın yaşadığı mağaraya giden artemis, onları sevişirken yakalar. marpessa’yı hemen bir taşa dönüştürür. idas’ı görünce onun yakışıklılığı karşısında kendinden geçer. günün birinde onunla birlikte olmayı düşündüğü için olmalı ki idas’a dokunmaz. sevgilisinin taşa dönüştürülen bedenine sarılan idas, yemeden içmeden günlerce ağlar, durur. öylesine çok ağlar ki gözlerinden bir nehir oluşturacak kadar gözyaşı dökülür. sonra iki elini gökyüzüne doğru açıp isyan edercesine; "ey yerin, göğün yaratıcısı, bütün insanların ve canlıların tanrısı! ey tanrıların tanrısı zeus! benim bedenimi de taş haline dönüştür." diye yakarır, zeus’a. bu içten feryadı ve dileği duyan tanrıların tanrısı zeus, idas'ın bedenini de taşa dönüştürür.''

    gerçek aşk başlı başına zenginliktir, diğerlerine ihtiyaç duymaz.


alıntı: BIR DENIZ KIZI EFSANESI; MARPESSA - Tarih | Altınrota (altinrota.org)