28 Aralık 2012 Cuma

daha iyi bir dünya

*
yeni yıldan çok ama çok umutluyum, iyi yıllar herkese..
hala kahramanlar var
hala ince fikirli dostlar var
hala çocuk ruhlular var
hala aşk var
hala umut var
kardeşlik var
öpülecek bir, bir yanak, bir göz mutlaka var..

28 Eylül 2012 Cuma

kesit


ışığı kapatıp, sakin adımlarımı duymadan, kokumu duyacaksın önce. uzun ıslak saçlarımı taramış, pijamalarımı giymiş ve el kremimi ellerime iyice yedirerek yanına yaklaşacağım. sen belki tv izliyor ya da müzik dinliyor olacaksın. muhtemelen "mis kokulum" diye öpeceksin. hiç izin istemeden oturduğun koltukta önce kendime sonra saçlarıma dizlerinde yer açacağım. nemli saçlarım tenini serinletecek ama varlığımı duyumsamanın verdiği mutluluk şikayet etmeni engelleyecek. izlediğin program ya da dinlediğin müzik hakkında konuşacağız. saçımı okşayacaksın, iyi kurutmamışsın diyerek.. elbette tınlamayacağım ne de olsa üzerinde konuşacak bir konu bulur, değiştiririm konuyu.. bir elin kumandada bir elin elimde göbeğimin kıyısında buluşacak ellerimiz. bende göreceksin, öğreneceksin çünkü aşkta dokunuşun şifa olduğunu! ve ben kocaman gülümseyerek belki burada uyuyabilirim diyerek, uykuya dalacağım. dün gece kurduğum bu hayal gibi..

6 Eylül 2012 Perşembe

izninle


ne zamanki zihnim dolu olsa putuheba'ya sığınırım. putuheba benim kadın yanım. o; sakin, buruk, aşk dolu, bilge ve yalnız.. tarihteki isim kraliçesi gibi. yuppikine ise benim çocuk yanım. o; muzip, güleç, eğlenceli, sevimli şuan için biraz yabancısı olduğum kendim.

aşka inanır, aşka taparım. her duygunun layığı ile yaşanması taraftarıyım. öylesine olmamalı, -miş gibi, -muş gibi, seviyormuş gibi, özlemiş gibi yapmamalı. yıkayıp, paklayıp yüreğinin tahtını konuğunu buyur etmelisin. ev sahibi sensin, rahat etmeli en değerli konuğun. inanna'nın aşkı gibi olmalı, baştan başa kadınca..

işte ben bu hislerle günlerimi geçirirken, aynı benim gibi düşünen ve hatta düşüncelerimi aktarsam 1-2 cümle ya eksik ya fazla olurdu dediğim bir yazı ile karşılaştım. ve sizlerle paylaşmak istedim. zarifçe ve naifçe sevebilmeli insan, tek dileğim bu aşktan yana.
*

İzin Verirsen Seni Sevmek İstiyorum

Diliyorum ki; gecelerin en soğuk yanı rüyalar olsun. Ne zaman uyanıp dönsem, gözlerim gözlerini görsün. İzin verirsen eğer, seni bir ömür boyu sevmek istiyorum.
Geceleri yanımda uyu istiyorum. Eve geldiğinde şık kurulmuş sofralar hazırlayayım, sen tut elimi öp, “ellerine sağlık” de istiyorum.
Akşamları koltuğa uzanıp yan yana, hatta zor olsa da aynı koltuğa sığışıp zorla, birlikte saçma bir filmi izleyip gülelim istiyorum. Ömrümün en keyifli anıları, senin yanında yaşananlar olsun istiyorum.
Gözlerimi kapatıp gittiğimde bu dünyadan, “ne yaptın orada?” diye soranlara; dolu dizgin, kana kana aşık oldum demek istiyorum.
İzin verirsen seni bu dünyadaki her şeyden fazla sevmek istiyorum. İçinde şefkat, ihtiras, kıskançlık, aşk, tutku, hasret, mutluluk ve huzur olan bir sevgiyi ellerine vermek istiyorum.
Hiç kavga etmeyeceğiz dersem yalan söylemiş olurum ama eğer elimi tutarsan, biraz hırçın ama çok mutlu bir sevda temenni ediyorum.
Ben seni sevmeyi bir yaz akşamında dalgaların sesini dinler gibi, kışın yağan karı seyreder gibi yaşamak istiyorum. Bedeninin her yanını tanımayı, seninle sevişirken artık ben olmamayı yaşamak istiyorum.
Ben seni çok sevmek istiyorum. Hayata dair en varsa hepsini birlikte yaşayalım, farklı ülkeler görelim, farklı yüzler tanıyalım, birlikte çoğalıp yaşlanalım ve kader izin verirse birlikte ölelim istiyorum.
Arkamızda güzel bir aşk hikayesi bırakalım ve hata yaşlandığımızda el ele parkta oturduğumuzu gören gençler bize özensin istiyorum.

Ben seni yaşadığım her gün sevmek istiyorum, izin verir misin?

Candan Ünal

yüreklerini birbirlerine açabilen aşıklara adıyorum bu yazıyı ve alıntıyı.



31 Ağustos 2012 Cuma

çocuk

pazartesi sanrısı ile işe gelirken, zihnim çoktan masaya oturmuş mesaiye başlamıştı.. oysa bugün cumaydı ama omuzlarımda pazartesinin yükü vardı. bisikletin üzerinde, abisinin güvencesi ile oturan sarı saçlı çocuk sol elini kaldırdı, yüzüme baktı, iki süt dişini göstererek gülümsedi, sonra kahkaha attı. güneş gibiydi saçları günümü aydınlattı. günaydın diyemeyecek kadar küçük beni mutlu edecek kadar eşsiz.

29 Ağustos 2012 Çarşamba

finding neverland-düşler ülkesi


düşler ülkesi olarak türkçe'ye çevrilen film, 2004 yapımı olmasına karşın 8 sene sonra karşıma çıktı, benim için elbette bir kayıp. aile, dram, fantastik, biyografi tarzını harika harmanlamış bir yapıt. gerçek olaydan esinlenerek perdeye aktarılan film, bizlere ünlü peter pan hikayesi'nin nasıl yazıldığını anlatıyor. oyuncular mükemmel; johny deep, kate winslet, dustin hoffman ve benim oğlum olan 6. his ve august rush'daki performansı ile beni kendine aşık eden filmdeki adı ile peter, freddie highmore!

elbette filmin puanı oldukça yüksek, müzikleri müthiş, çekimler olağan üstü. dönem filmlerinin sevdiğim havasını doyasıya yaşadım açıkçası. filmin hala etkisindeyim, müziği eşliğinde hazırlıyorum yazımı. hayal gücü, ilham, inanç ve aşk.. çok eğlenmeme rağmen bir o kadar da gözlerim doldu. doyasıya çocukluğunu yaşayan ben bile büyülendim. ruhu çocuk kalabilenler mutlaka ve mutlaka izlemeli.

filmin sonunda neverland'i görüyorsunuz ama ben gözyaşlarımdan pek net göremedim açıkçası.. ve bir kadını kadın yapan maddesi değil onun dünyasıdır, ben kendi adıma bunu anladım. iyi seyirler.



fırtına mı? girdap mı?


regl döneminde kadınların kişiliği değişiyor diyor uzmanlar. biz bunu bizzat yaşıyoruz:( ve kendimizi tüketiyoruz.. kimi zaman fırtına olup yıkıyor kimi zaman girdap olup kendi sularımızda boğuluyoruz. derdimize çare bulmak umuduyla..

benimle benzer durumları yaşayan kadınlar için.. kadınlar bilir ne kadar yorucu, yıpratıcı olduğunu umarım faydalı bir alıntı olur, lütfen okuyun hanımlar..
*
Regl döneminde ruhsal ve fiziksel olarak çöküntü yaşayan kadınlar, o dönemde adeta kişilik değiştiriyor. Bu sendromla baş etmenin ise iki yolu var...

 
Regl döneminde ruhsal ve fiziksel olarak çöküntü yaşayan kadınlar, o dönemde adeta kişilik değiştiriyor. Bu sendromla baş etmenin ise iki yolu var: Doğum kontrol hapıyla hormon dengesini sağlamak ve serotoninin ilaçlarla artmasını sağlamak...

Kadınlar her ay regl dönemlerine yakın, fiziksel ve ruhsal gerginlikler yaşıyor. İşyeri ve aile içi tartışmalar en çok bu dönemde baş gösteriyor. Çünkü kadınların hoşgörüsü, sabrı, dayanma gücü en aza iniyor. Gece sürekli delinen uyku, şiddetli baş ve karın ağrıları, halsizlik, aşırı tatlı yeme isteği, mutsuzluk ve karamsarlık kadınları esir alıyor.

DANIŞIN!

Uzmanlar regl öncesi sendromu yaşayan kadınların bunu kabullenip her ay şiddetli ağrılar çekmek yerine kadın doğum doktorlarına danışmalarını tavsiye ediyor. Acıbadem Hastanesi Adet Öncesi Gerginlik Sendromu Kliniği Sorumlusu Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özkan Öztürk, regl öncesi dönemde her 100 kadından 95'inin fiziksel ve ruhsal gerginlikler yaşadığını söylüyor. Öztürk'e göre kadınların yüzde 40'ı ise bu gerginlik yüzünden günlük yaşamda sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bunların da yüzde 5-10'u, çok ciddi boyutlarda rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor. Eğer bu belirtiler kişinin günlük yaşantısında ciddi bozukluklara neden olmuyorsa, tedaviye gerek duyulmuyor. Çünkü bu, normal iletişimi bozmuyor. Ancak hasta bundan rahatsız oluyorsa, ilişkilerinde kopukluklar yaşıyorsa, mesleki yaşamı etkileniyorsa; regl öncesi gerginlik sendromu yaşıyor anlamına geliyor.

VÜCUDUN DÜZENİ BOZULUR
Regl öncesi dönemde salgılanan progesteron hormonuna vücut ve beyin uygunsuz tepkiler gösterebiliyor. Tamamen doğal ve fizyolojik olan bu biyolojik süreç, bir anlamda, vücudun progesteron hormonunun azalıp yükselmesine verdiği uygunsuz tepkiler oluyor. Kültürel yapı da ağrının algılanmasında önemli bir etken. Kadının ekonomik ve sosyal özgürlüğüne kavuştuğu kültürlerde bu bulgular daha çok ruhsal yönden ortaya çıkıyor. Ruhsal bulguların ortaya konmasının kabul görmediği kültürlerde, fiziksel bulgular ortaya çıkıyor. Örneğin, kadının eşine bağırmasının hoş karşılanmadığı kültürde, bu kendisini bel ağrısı olarak gösterebiliyor.
REGL GÜNLÜĞÜ TUTUYORLAR

Regl sendromu tanısı, hastanın dikkatle dinlenerek bulguların regl düzeniyle karşılaştırılmasıyla konuyor. Biriki ay süresince hastanın tuttuğu günlükler doktora yardımcı oluyor. Böylece her gün hangi bulguları ne şiddette hissettiği ölçülebiliyor. Altta yatan bir hastalık yoksa, yapılacak testlerin tanıda fazla faydası olmuyor. Ancak birtakım rahatsızlıkların olmadığından mutlaka emin olmak gerekiyor.

ANTİDEPRESANLAR YÜZDE 40 ORANINDA ETKİLİ OLUYOR

Acıbadem Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Kültegin Ögel, regl döneminde kullanılan antidepresan ilaçların, bu döneme etkileri hakkında bilgi verdi: Ülkemizde yapılan bir çalışmada; kadınlarda regl öncesi dönemde ruhsal belirtilerin daha sık ortaya çıktığı ve bu belirtilerin şiddetinin, regl öncesi dönemde regl sonrası döneme göre daha yüksek olduğu saptandı.

ŞİKAYETLER AZALIYOR

Bedensel belirtilerde ise o kadar belirgin değişiklikler bulunmadı. Bu bulgular, ağrılı reglde ruhsal belirtilerin belirleyici olduğu ve bu nedenle ruhsal yaklaşımların yararlı olacağını gösteriyor. Regl döneminde, antidepresan ilaçların yüzde 40 oranında etki ettiği, vakaların yüzde 20'sinde ise şikayetleri azalttığı görüldü. Şiddetli regl sendromu olan kadınların antidepresan ilaçları uzun süre kullanması yarar getiriyor. Bunun için 12 aylık bir kullanım süresi öneriliriyor. Sendromu hafif şiddetli olanlarda dört aylık bir kullanım yeterli görülüyor. Antidepresanlar özellikle ağır sorunu olan vakalarda daha yararlı oluyor. Regl sendromunda, ilaç dışında stresle başa çıkma, farkındalık artırma, nefes egzersizleri, beden kontrolü gibi tekniklerin de yararlı olduğu biliniyor. Bu duruma eşlik eden ruhsal sorunların çözümü de, ağrılı reglin şiddetini büyük oranda azaltıyor.

KAFEİNLİ VE GAZLI İÇECEKLERDEN KESİNLİKLE UZAK DURMALISINIZ

Tedavide ilk nokta, kadının regl sendromu konusunda bilgilendirilmesidir. Bunun bir hastalık olmadığını, tedavinin kendi yaşam kalitesini ve sağlığını artırmak için verildiğini bilmesi gerekiyor. Hastaya, bu sendromdan kurtulması için aşağıdakiler önerilebilir...

Sağlıklı bir beslenme önemli. Daha az işlemden geçmiş doğal yiyecekler, sebze, meyve tüketilmesi gerekiyor. Pirinç, patates, yulaf gibi besinler, düşük yağ oranlı beyaz etler, baklagiller, doymamış yağ karbonlarını içeren bitkisel yağlar, sağlıklı beslenmenin temelini oluşturuyor. Regl döneminde buna daha da çok dikkat etmek gerekiyor.

Çikolatadan, çok şekerli, tuzlu yiyeceklerden uzak durulması şart. Doğal isteğe karşı kan şekerini dengede tutmak lazım. Çikolata yenilince şeker yükseliyor ve sonra aniden düşüyor. Vücut da bu ani artış ve azalmaya olumsuz tepki veriyor.

KOLA İÇİLMEMELİ

Özellikle regl öncesi dönemde kafein içeren ve gazlı içeceklerden uzak durulmalı, diyet kola bile içilmemeli. Bol bol su içilmeli.

Kadına eşinin, arkadaş ve dostlarının anlayış ve desteği çok önemli. Kadınlar bu zamanı kendilerine ayırmak istiyor. Ev işleri, çocuk bakımı, iş hayatının yoğunluğu nedeniyle hoşgörülü olmak gerek.

İki tedavi seçeneği var: Hormonal iniş ve çıkışların engellenmesi lazım. Bu, doğum kontrol haplarıyla sağlanıyor. Bu hapların kullanılışı çok önemli. İki-üç aya yayılarak kullanılırsa belirtiler azalıyor. Her ay kullanmaya ve arada boşluk vermemeye dikkat!

Hormonal tedavi uygun değilse ya da kadın bu konuda olumsuz düşünüyorsa; bu hormonal iniş çıkışların beyindeki etkisini kontrol altına almak için serotonin maddesini artıran ilaçlar kullanılabilir.

Fiziksel bulgulara yönelik olmak üzere de özgün tedaviler verilebilir. Göğüs sancısı, dolgunluğu için doğal içerikli bir madde kullanılabilir. Bu, çok ileri boyutlardaysa ilaç da kullanılabilir.

Vücuttaki su toplanması ve ödemle gelen kilo artışları, diyetle kontrol altına alınamıyorsa, doktor tarafından kontrollü ilaç tedavisi de uygulanabilir.
* * *

REGL DÖNEMİ BELİRTİLERİ:



Baş ağrısı

Göğüslerde hassasiyet ve dolgunluk hissi

Karında şişkinlik ve ağrı

Vücutta ödeme bağlı şişkinlik oluşması

Tatlı ve tuzlu yeme isteği

Ruhsal bir gerginlik hali

Sabırsızlık

Duygusal dalgalanmalar

Gülerken, bir anda ağlamak

Hoşgörüsüzlük

Sinirli ve sert davranışlar


ESRA TÜZÜN / SABAH GAZETESİ



24 Ağustos 2012 Cuma

kurtuluş son durak

bayram tatilinde izlediğim başta aman yaaa deyip sonra kahkahalarla ile güldüğüm bir film. konu başlı başına duyarlılık göstergesi ve eğlenceli işlenmiş, sonu iyi bağlanmamış ama olsun izlenilesi, iyi seyirler.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

şefkat

ingilizce'de en sevdiğim sözcük "tenderly" ikinci en sevdiğim sözcüğe şu an değinmeye gerek duymuyorum..

son bir kaç yıldır ana notası yasemin çiçeği olan bir parfüm arayışı içindeydim. ama nedense erişemedim, oysa ki aradığım çok yakınımdaymış! yves rocher; oysaki kaç şişe parfümlerinden bitirmiştim..

tendre; fransızca şefkat demek, yanına bir de jasmine eklenince ben daha ne isterim! yasemin kokusunun şefkati. benim gibi şefkat delisi bir kadın avuntuyu parfümünde bulsun artık.. sığınacağım bu parfüm şişesine belki de bir ömür boyu...

son olarak kokuyu sevdim ama henüz bir yorum almadım.




6 Ağustos 2012 Pazartesi

suskunum çünkü

düşüm yastığımda,

yastığım kucağımda

bense sığınacak liman aramakta..

belki de bu yüzden susmakta!

*(arşivde kalan dizeler..)

mazeretim tükendi

herkesin aksine bir yönde hareket ettiğimi düşünüyorum. kalabalık olan yolda, çoğunluğun tersine gitmeye çalışıyorum gibi. çoğu zaman sersemliyorum. onların nelerle ilgilendikleri, neyle oyalandıkları ya da ne söylediklerinin hiç önemi yok evet yok da nereye gidiyorum ben? ya da illaki bir yere mi gitmeliyim? aslında gideceğimi hissetmenin verdiği tedirginlik bu. oysa ben kök salmayı isterdim ağaçlar gibi. nedense bu olamıyor.

hayatımı kalabalık yaşamak istemiyorum. sade.. olabildiğince kendim.

yasemin kokusu eşliğinde, yıldızlara bakarak dertleşmek istiyorum bir dostla sırt sırta vererek, konuşmak konuşmak..

gecenin serinliği ürpertsin ama düşlerimden alıkoymasın. rüzgar saçımı dağıtsın ama yaramazlık yapmasın. bir adam beni bulsun ve bırakmasın.

*(arşivde kalan bir yazı)

30 Temmuz 2012 Pazartesi

geometri



*
iç açılarının toplamında huzur
dış açılarında kendini buluyorsan
yorma sözcükleri

hisset!

16 Temmuz 2012 Pazartesi

bahar


yaz güneşinde kuruyabilir yürekler ama sen ismin gibi ol, bu şarkı gibi ol. bütün kış dallarında tomurcuklar olmalı, çiçek açmalısın. yüreğim seninle bunu bilmelisin. naçizane dualarım, umutlarım seninle. seni seviyorum bahar.

14 Haziran 2012 Perşembe

olmaz

*
sesini sevdiğim iki adam
köpüğünü sevdiğim bira
ve olur ve olmazlarını karıştırdığım ben!

4 Haziran 2012 Pazartesi

aşk-ı virane


yorgunluğun,
belirsizliğin
hatta
ruhsuzluğun en ortasında
yaptığım ve aslında yapabildiğim tek şey,
yolculuk boyunca bu şarkıyı defalarca kez dinlemek oldu!

31 Mayıs 2012 Perşembe

önce

*
aşk
tutku
zerafet
uyum
mutluluk
özlem
paylaşım
sonsuz
tam



28 Mayıs 2012 Pazartesi

bazen

izlemek için fırsatını kolladığım film: kaybedenler kulübü. bana yazacak pek bir şey kalmamış açıkçası..

15 Mayıs 2012 Salı

lale

bu şahane fotoğraf karesini görünce aklıma tek bir şarkı geldi. bal arısı olmak istedim. ve aklıma düşen parçayı hemen paylaşmak istedim. istanbul'un laleleri ve istanbul kadar gizemli bir kadın...

11 Mayıs 2012 Cuma

yok

çoğu yok
azı yok
başı yok
sonu yok
dert çok
ortak yok
hayal var
umut yok

kendin seçtin
suçlu yok

30 Nisan 2012 Pazartesi

var mı bir bilen?


bayatlayan ruhumu
nereden değiştirebilirim
var mı bir bilen
                                              ?