30 Ekim 2007 Salı

markaları seviyoruz peki ama nasıl koruruz?

markalar dünyasını oldum olası hep sevdim.sektör değiştikçe faydalı model, patent ve endüstriyel tasarımlar üzerine çalıştım. sıkıcı olmadan ve de sadece deneyimlerimden yola çıkarak, şu an için bir kaynakça göstermeden, markalar ve diğer konuların koruma süreçleri hakkında özlüce yazmak istedim..elbette ilk olarak markadan başlayayım.
son dönemde artık kişiler, marka tescil işlemi yapabilmekteler. önceden marka tescil işlemini sadece ticari kuruluşlar yapabilmekteydi. marka ofisi aracılığı ile olabildiği gibi bireysel başvuru yapılması da mümkün.
bulunan marka isminin öncelikli olarak daha önceden koruma altına alınıp alınmadığı saptanmalı ve de hangi kategoride tescil edilmesi gerektiği belirlenmeli. bu süreçte benzersiz bir marka ismi bulunması sanıldığı kadar kolay değildir.çünkü sektöre ilişkin bir çok marka ismi rakipler tarafından tescil edilmiştir. marka isminin oluşturulması konusu daha sonraki bir metinde ele almakta fayda var.çünkü başlı başına özel bir konu. benzer marka isimlerine farklı sektörlerde rastlamamız mümkündür..örneğin x markası hem gıda hem de bebek ürünlerinde kullanılan ve de 2 farklı firmaya aitse, her iki firma da x markasını kendi kategorilerinde ve kesişmeyen sınıflarda tescil ettirmiş demektir. ancak eğer bulunan marka ismi belirtilen sektör dışında bile olsa itibarı söz konusu ise bu itibarlı markaya sahip firma, başvurunuza itiraz edecektir/edebilir.
işte, böyle durumlarda gerek maddi gerekse zamansal süreci lehimizde kullanabilmek için marka ofisleri ile çalışılmalıdır. çünkü marka vekillerinin yorumu, başarı ile tamamlanmayacak bir tescil işlemi konusunda bizlere fikir verirler.
marka tescil işlemleri, türk patent enstitüsü tarafından yürütülür, denetlenir, onaylanır.
başvuru sonrası, ön inceleme aşaması olup yaklaşık 3 ayı kapsayan bir süreçtir. markanın benzersizliğine ilişkin yapılan bir araştırmadır. bu süreç sonucu markanın tescile uygun olduğu, olmadığı ya da markanın tesciline ilişkin bir itirazın olduğuna dair bilgiye ulaşılır. itiraz durumları süreci uzatır. sektör liderleri bu süreçlerde de rakiptirler.
markanın tesciline karar verildi ise, tescil belgesi harcı yatırıldıktan sonra 5-6 ay sonrasında marka tescil belgesi alınır.
marka tescili iptal edildi ise verilen karara hukuki yollardan itiraz edilebilir, itirazı oluşturan maddeler revize edilerek yeniden başvuru yapılabilir. duruma bağlı olarak tescil sürecinden vazgeçilebilir.
tüm ödemeler yapılıp, prosedürler yerine getirildi ise markanız türkiye'de 10 yıllık bir süreç için koruma altına alınmıştır. her 1o yılda bir marka tescilleri harç yatırılarak, tekrar koruma altına alınır.
hedef pazarınıza göre markanızı, diğer ülkelerde de tescil ettirilmesi gerekmektedir. benzer işlemler söz konusu olup süreçler daha uzundur. ancak yurtdışı tescilin ön koşulu türkiye'de markanızın tescilinin alınmış olmasıdır.
yurtdışı tescilleri daha maliyetlidir. ancak pratik olması açısından bazı uygulamalar söz konusudur. ülkeler arasında yapılan protokoller bu süreçleri kolaylaştırmıştır. yine hedef pazarlar doğrultusunda işlemler başlatılabilir.

24 Ekim 2007 Çarşamba

:) yeni gençlik

başlığımız adını, benim ve yeğenim özgür'ün ilkokulda çıkarttığımız gazeteden almaktadır.logosu da gülen surat idi..az önce aradım sakladığım gazetelerden bulamadım, kesin annem bir yere kaldırmıştır.
yaz tatilinde oyalanmak için gazete çıkarmaya karar verdik. abimin ofisinde gazetemize isim ve logo bulmak için bir hayli efor sarfetmiştik.köşe yazıları, karikatür, bulmaca, reklam alanları derken kendimizce başarmıştık..a4 boyutunda olup tek sayfaydı hatırladığım kadarı ile. fotokopi ile çoğaltıp satıyorduk. ciddi ciddi çalışmıştık hani.
sağlık köşemiz çok rağmet gördü, ele alacağımız konuları doktor olan enişteme danışırdık. hatta o dönem gazeteye sarılan ekmekler konusunda gündem oluşturup, ekmeklerin beyaz kağıda sarılmasını sağlamıştık. bu bir zaferdi bizim için.
asıl zafer bizim reklamlardan elde ettiğimiz gelirdi. o günü unutamam. çocuk ceplerine sığmayacak kadar para kazanmıştık. reklamdan bu kadar para kazanmış olmak bizi hayrete düşürmüştü. çünkü aylık dondurma, çikolata, seven up stoğu yapabilecek durumdaydık ki zaten biz ilk kazancımızı harcadık. abim bize çok gülmüştü. çünkü fotokopi için ondan para istemek zorunda kalmıştık.reklamcılık o zamandan mı girmiş kanıma ne??
bu minik girişimi hatırladığımda; doğru meslek seçiminde bulunduğumu bir kez daha inanıyorum..Mesleğini severek yapan ender insanlardan biri olarak oldukça şanslıyım..

23 Ekim 2007 Salı

SÜRPRİZ!


BAKTIM Kİ BLOGUNDA HAREKET YOK NİCEDİR, BEN DE SENİN KADAR GÜZEL OLMASA DA TAVUSKUŞUNUN GÜZELLİĞİNDEN ORTAYA ÇIKMIŞ BİR RESİMLE ŞİRİNLİK YAPAYIM DEDİM. ŞİRİNİZ YA HEPİMİZ :)TEYZELERİN EN ŞİRİNİ.... ÖPERİM ÇOOK!