5 Ekim 2011 Çarşamba

yas



matem havasında nefes almak ne zormuş.. aldığım her nefesten utandım dün akşam üzeri, şehit düşen oğlunun mezarı penceresinden görünen kadının evinde. hiç konuşmadım. gözyaşlarım sel olacaktı ama buz tuttu. hapsettim yaşlarımı gözlerime, ağlamaktan bitap düşen annenin yanında ağlayamadım.


yaşlı bir kadın hapşırdı. "çok yaşa" bile diyemedim. utandım düşüncemden. ama düşündüm..


eve dönerken, şehit çocuğun mezarı başında salınan türk bayrağı'na takıldı gözlerim. bu bayrağın kaderi midir kanla bezenmek? ya da hangi bayrak için bu kadar kan dökülmüştür? bu yüzden çok daha yüce, kutsal ve de eşsiz.


ama bir o kadar gözü yaşlı..