18 Aralık 2010 Cumartesi

bayılıyorum

adam gibi bira dediğimde tuborg'dan söz edeceğimi çoğu kişi anlayacak. tuborg'un fıçı birasına, şu %100 malt olanına bayılıyorum.  açıkçası bira kültürüm pek yoktur. tuborg fıçı bira satan markete rastladığımda altın bulmuş gibi seviniyorum. 

ama şartım var, mutlaka köpürterek dolacak bardağa. ben de kendime köpükten bıyık yapacağım ve ardından başlayacak neşeli bir sohbet.

hep güzel anlarıma tanık oldu bu bira. ya da düzeltiyorum; anlarımı keyifli hale getiren tadındaki tılsımdan mı bu kadar gönülden olan  bağım:)

bu arada arjantin bardak çağrışımı yapan şişesi ambalaj ödülü almış. yakışır.

16 Aralık 2010 Perşembe

av mevsimi


hemen belirteyim, beğenmedim. sağlam bir kadroya karşın hiç bir duygu ibaresi yaşamadığım sıradan bir film benim için. senaryo tamamen sorgulanabilir ve kendi içinde tutarsızlıklar mevcut. klasik amerikan filmlerinden alışkın olduğumuz usta-çırak diyalogları. filmi izlerken sürekli başka filmlerden esintiler hissettim. başlıcası pamuk'un iç sesinin tonu ve şivesi, mutluluk filmindeki meryem'i hatırlattı.

filmin ilk sahnesinden etkilenmiştim ama giriş sahnesi oldukça uzun. şener şen'in oyunculuğu dışında bir çok unsuru havada kalan bir film...hasan'ın işi neydi o filmde anlamadım. hani şöyle seri bi katil ile kurgulansaydı daha cazip olabilirdi senaryo. cem yılmaz (deli) "bakış açınızı değiştirin" vurgusunu yapıyor ama şener şen verdiği eğitimde bakış açı değiştirmeyi şüpheli üzeriden yapıyordu. vs vs..

film beni avlayamadı!

15 Aralık 2010 Çarşamba

bıırrrr

hani bilsem bi küfür savuracağım... öyle böyle değil, hiç de yüzüm kızarmadan. fena sinirliyim olanlara. "hooop ne oluyor?", "haddini bil!"diye haykırmak istiyorum. gördükçe, dinledikçe ve tanık oldukça.. sadece kişisel protestoma devam ediyor, TV izlemiyorum. öfkeliyim ve korkuyorum.
sadece uzaklaşıyor, umursamazlaşıyorum diğerleri gibi...
bu kadar mı çaresisiz?
* umut yok, fotoğraf yok:(