30 Temmuz 2008 Çarşamba

marslı bir dileğim var*

zaten var olan bir çocuğu sevme fikri, şu sıra hayatımın b planı iken izlediğim “merhaba dünyalı” olarak türkçe’ye çevrilen ve orjinal adı “martian child” olan yapım, 2007 yılında gösterime girmiş.

kendi adıma çok etkilendim. açıkçası harika bir yapım olduğunu söyleyemeyeceğim, sadece tıkandığım bir noktada duygu paydaşı oldum filmdeki david ile. ancak film, "uzaylı" temasının yanında, esas olarak çocuk sevgisi, toplum yapısı gibi konulara değinen sıcak bir hikayeye sahip. belirtmeden geçemeyeceğim ki yönetmenin, mevcut düzene dair tutumunu anlayamadım. örneğin bush’un portresi her otorite ortamında (ki bunun geneli uzlaşmazlık taşıyan görüşmelerdi) istinasız yer alıyordu. bir onay mı yoksa eleştirel bir gönderme mi çözemedim!
küçüklüğünde sıradışı bir çocuk olan david gordon (john cusack), bilimkurgu yazarı olmuştur. nişanlısı öldükten sonra, zeki fakat sorunlu bir çocuk olan 6 yaşındaki dennis’i (bobby coleman) evlat edinmeye karar verir ve onu tüm tuhaflıklarına rağmen sever. dennis mars'dan geldiğini düşünmektedir; ilginçtir, mistik ve gizemlidir, kendine özgüdür, zekidir ve de sevgi dolu bir çocuktur. kendince bir bakış açısı vardır ki bu bir çok metaforla vurgulanmıştır. yaşadığı kutunun deliği, arabanın sunroofundan ağaçları izleyişi, poloraid fotoğraf makinesinin kadrajının olanaklı açısı ile dünyaya bakışı...

dennis marslı olduğuna inanır. ancak mars gerçeği ile onun düşleri örtüşmez ve arabaya binince david’e ben başka bir mars’dan geldim galiba der. kendini çelişkiden kurtarmak için çoğu zaman benim de yaptığım iyimser bir çıkış noktası :)

dennis ve david’in dansı, noel gecesi dennis’in david’in elini tutmak için uzattığında, david’in bunu farkında olmadan kaçırması... 2 kere izledim, hem gülerek hem de göz yaşı akıtarak...

birilerine uzanan ve karşılığında hiçbir şey beklemeyenlerin, beğeneceklerine emin olduğum bir film.

*dennis’in sınırlı sayıda olan ve gerçekleşen dilekleri

Hiç yorum yok: