24 Ocak 2008 Perşembe

meriç'in kişisel iletisine atfen


canım arkadaşım demiş ki "15 yıl geçti değişen bir şey yok" ee değişen birşey yoksa biz hiç yaşlanmadık be güzel :)

olmaz mı güzelim.. ne değişmedi ki? 15 yılın öncesi deryası değişti meriç'i de, yürekler nasır tuttu. birazcık büyüdük ama çok olgunlaştık. bir çok hayat deneyimi yaşadık. mesela meriç eskisi gibi çılgın değil hiç hanım hanımcık olmadın gerçi. zekasını ki keskin zekasını değecek bir konuya kanalize ediyor. işine!

derya bir kızıl bir sarı saçlı oldu mesela. meriç saçlarını uzattı. derya kırmızı oje de sever oldu, eşofmanlarını hala çok seviyor ama mini eteklerini de..senin yüzünden fırça yemiştim atilla cangır'dan. ne vardı yani pazartesi ders günü değilken o kadar süslenecek? adam eşofman keyfimi zehir etmişti :) aa derya yemek yapmayı öğrendi..tarihe geçecek bir olay. ama senin eline su dökemem, sen varken ben bulaşık yıkamaya devam...

her koşulda eğlendik, boşvermeyi öğrendik, vazgeçenden vazgeçmeyi de, pes etmemeyi de, incinirken incitememeyi, gülerken ağlamayı; ağlarken gülmeyi zaten hep biliyorduk. en önemlisi biz bu dünyada kendimiz olmanın mücadelesini verdik. yeri geldiğinde kendinle dalga geçmeyi, karşımızdakini kendimiz olmamıza izin verdiği ölçüde sevdik.

msn sohbetlerimize bakınca anlıyorum ortak özlemlerimizi. kullandığımız sözcükler sıradanlaştı, terminolojimiz farklılaştı, bilime daha mı az inanır olduk ne şu sıra fal, burç konuları gündemde..walla yakıştıramıyorum bizlere. bu da bir süreç elbette bakalım keyfimize..

leman alıp pazar kahvaltıarının eşsiz eğlenceli tadlarını, doğaçlama uydurduğumuz film senaryolarını, karnımız ağrıyasıya kahkaha nöbetlerimizi, ilk biramı senin bir koşu marketten alıp geldiğini, belgesel maceralarımızı daha detaylı anlatıcağım..eşsiz derinliği olan arkadaşlarım benim hazinem.

şimdi derin bir nefes al, teşekkür edelim yaşadıklarımıza, torunlarımıza anlatacak ne çok anımız var yenilerini eklemeye ne dersin? uzun bir tren yolculuğu mesela, fotoğraf çekelim..

Hiç yorum yok: