16 Ocak 2008 Çarşamba

4 şarkı bir ömür…

bir haftadan fazla sadece 4 şarkı dinliyorum, ardı ardına… fark ettim ki hiç sıkılmadım ve bunun üzerine düşünmeye başladım. kendimce mini bir gözlemdi aslında. yazacaklarım da kendi kendime yaptığım içsel konuşmalarım ve çıkarımlarım olacak zaten. ki çoğunun farkına yazarken varacağım.

nelerin mi farkına vardım? öncelikli olarak sevdiği şeylerden vazgeç(e)meyen biriyim. o yüzden arkadaşlıklarım uzun soluklu oldu hep. aşık olduğum kimseyi de çabucak silip atamıyorum hayatımdan. modern hayatın birliktelikleri bu yüzden bana yabancı ya!

sadece kişiler değil, sahip olduğum nesnelere de anlamlar yüklüyorum. onlar da vazgeçilmezlerim arasında; pembe ördekli pijamam, tombul kurşun kalemim, eflatun fularım, sağlam kişilikli siyah kayışlı saatim…

başkaca da ben sevmenin bıkmamak olduğunu, 4 şarkı ile bir ömür geçirebileceğimi anladım anlamasına da bana 4 şarkıyı söyleyecek adama rastlamadım… oysa birlikte 4 şarkıyı dinleyebileceğim adama razıyken…

hangi şarkılar olduğunu sonraki yazımda paylaşmayı düşünüyorum. 4 şarkıyla baş başa kalma zamanı…

Hiç yorum yok: