bayılırım bitter çikolataya.. tatlı olmaması, acı olduğuna gelmez, gelmemeli!
bitter; bite 😋
hınzırlığım üzerimde.
kozasından, kelebeğine mucize bir dönüşümün sonucu çok da emekle elde edilen kumaş.
bu yaz, diğerlerine göre çok ama çok sıcak geçince ipek giysilerim kurtarıcım oldu.
bi önceki paragrafta kumaş dedim lakin; eşsiz his!
üzerimde sevdiğim siyah ipek elbisemle öğle sıcağında yürürken, çokça övgüyü hak ettiğini düşündüm elbisemin.
bu sıcakta, rüzgarın elinden tutup bedenimde dans ederken o anlık temaslarda romantik dokunuş çağrışımları.. usul zarif adımlar, kraliçe edasıyla, tüm kıvrımları hissederek 😇
üzerimde ama yok gibi 💜
olduramadıklarıma hayretle bakıyorum.. hala hayrete düşüyorum ya bu şaşkınlığıma kendim şaşakalıyorum. (bu sırada, olduramadıklarım 2. dünya savaşı dönemindeki bir mavi-yeşil renkte bir bisiklete binmiş hızlıca karşımdan gelip geçiyor hafif taşlı toprak patikada, hatta biraz tozu dumana katarak)
bu bencil dünyada hala sevgiye inanacak, bir olmayı dorukta yaşayacak ve kendimi o, özlemini duyduğum aşka adayacağım
acımasız, düşüncesiz cümleler yaralasa da kanatmayacak, gülüşler, öpüşler ve dokunuşlar kazanacak. eminim
duyguların hor görüldüğü bu zaman diliminde; inanna gibi aşkı zirvede yaşamak, puduhepa gibi onu yüceltmek istiyorum.
ben bu kadar kadınlığımın bilgece farkındayken ve bu kadar hazırken elimi tutacak, saçımı okşayacak, özlemlerimi anlayacak olanı, günümün aydın olmasını yürekten dileyeni, uykuya eşlik edemese de düşüme ortak olmayı isteyeni artık gönder bana!
bekliyorum
asıl sen nasılsın?
diyor sertab..
sahi, ben nasılım?
bunca saçmalığın içinde...
çoğu zaman şaşkın
kendi halinde
ama iyiyim
şükürler olsun ki iyiyim 💜
kendimin, çalınmamış kapılarını aralıyor
keşkesiz sükunetle dağıtıyorum kapılarının ardındakileri
kimi zaman da parmak ucunda sessizce olduğu gibi bırakıyorum
belki geç öğrendim
sakinliği, vazgeçmeyi, susmayı, bırakmayı
olduğu gibi kabul etmeyi.
temmuz 2007'den beri; putuheba, oyun bahçesine cümleler dikiyor çoğu gözü yaşlı..
bloğun istatiklerini incelediğimde dünya'nın bir çok yerinden yazıların okunduğunu görüyorum.
doğru mu? bilemiyorum..
ancak ilk blogger yıllarımda çok fazla yorumlar alıyordum.
hani diyorum ki kimler okuyor, hangi duygularla? nasıl çıkıyorum karşılarına?
iyi geliyor mu cümlelerim...?
merak ediyorum!