23 Nisan 2009 Perşembe

avuntu

elini çantasına attı. aradığını buldu. masaya bıraktı. eli yine çantadaydı ama bu sefer aradığını bulamadı. hoşnutsuz bir şekilde sırtını sandalyeye aniden yasladı. elindeki paketi kendi ekseni etrafında çevirirken bir taraftan gözleri garsonu takip ediyordu. haylazca içinden bi ıslık çalıp garsonun dikkatini çeksem nasıl olur diye düşündü. düşündüğünü hayalinde canlandırdı ve gülümsedi. ama yapmadı. garsonu beklemekten vazgeçti. yan masada oturan gençlere dönerek çakmak istedi. aldığı çakmağı masaya bıraktı sanki kullanmaktan vazgeçer gibi. gözleri uzağa daldı. paketin jelatinini zarifçe sıyırdı sanki bir hediye paketini açar gibi. beyaz kutunun kapağını açtı ezbere. gözleri hala uzakta. soldan üçüncü sigarayı bir çırpıda seçip paketi kapatıp çantasına attı.

garson, ince belli bardakta çayını getirdiğinde o sigarasını yakmıştı. gençlere dönüp çakmağı vermek için teşekkür edecekken zaten onların kendisini izlemekte olduğunun farkına vardı. aralık kalan dudaklarından sözcük çıkmadı. hafifçe tebessüm etti. saçını sağ tarafta omzuna toplayarak gelen geçeni izlemeye koyuldu. sol eli sağ dirseğini kavramıştı. ilk nefesini çekerek hayat verdi sigarasına. gelen geçenin telaşının aksine yudum yudum dumanını özgür bıraktı sigarasının. salınıyordu duman haddinden fazla nazlıca. dudağının kırmızı mührü sigarasına konuk olmuştu. dokunduğum her şeyde kendimden bir iz bırakırken acaba eksiliyor muyum diye düşünmeden edemedi.

ince belli bardağı direncini çok iyi gizleyen bakımlı elleri ile kavradı. parmaklarının bulutumsu beyazlığı demli çay bardağının üzerinde belirginleşti. bu durum kendisinin de dikkatini çekmedi değil. belki de bu nedenle bırakmadı uzunca bir süre ince belli bardağı elinden.

sigarasından süzülen dumanlar gözünün önünde bir hayali canlandırdı. görmeyi çok istediği bir yüzü.. dumandan hayal yok olmasın diye daha sık içine çekti sigarasını böylelikle dumandan hayali canlı tutabiliyordu. buğulandı gözleri, dumandan hayalin gözlerine baktı. sigarasından öyle bir nefes çekti ki susulmuş aşk dolu bir cümlenin anlamı sigaranın korunda dile geldi.

bilinmez bir biçimde minik gamzelerini ortaya çıkaran mahçup dudak ifadesi yüzüne yerleşti o kül tablasında kendi kendine küllenmeye yüz tutan sigaraya bakarken.

dik oturdu, bacak bacak üstüne attı.

2 yorum:

Seyyah dedi ki...

kimi izledin böylesi güzel anlatmak için..tam tiryaki tarifi olmuş bu yazı:))yoksa benden habersiz...

derya dedi ki...

yok yok başlamadım sigaraya..ama ben sigara içseydim nasıl olurduyu düşününce bu yazı çıktı. deneme yaptım :)