
mısır tarlasındaki korkuluğun yerinde olmak istiyorum, imreniyorum. çünkü ben öylece durmak istiyorum. kavursun tenimi gün ışığı. terimi silmek için bile kıpırdamaya niyetim yok.
damarlarımda keskin köşeli buz kırıkları dolaşıyor, can suyum yerine. ruhumda yorgunluk izleri bırakıyorlar. boyası dökülen bir duvar misali bir şeyler eksiliyor içimde.
askıda unutulmuş bir palto gibiyim, koyu renkli bir kış paltosu. ağır ve hantal. zamana tutunmak istiyorum. sabitleyecek bir moleküle bile razıyım üstelik amaa beceremiyorum. çok yorgunum.
düşüncelerime düşen sözcük dizilerine aldırmadan sırt çeviriyorum, gücüm yok not almaya, düşlerden anlamlar yaratmaya.
uyumak istiyorum. deliksiz ve derin uykularda demlenerek bir süreliğine sadece nefes alıp vermek... bedenimi saran yaz esintisi ile ballanmak; gürleyen gökyüzünün hırçın damlalarına rağmen, umursamadan gök gürültüsünün öfkeli çığlıklarını, uyku halinde kalmak istiyorum. gecelerime, rüyalarımın uğramadığı bir uykuya dalmak ve hiçbir şey olmamış, nerde kalmıştık der gibi uyanmayı hayal ediyorum.
yorgunum.