19 Ağustos 2010 Perşembe

sanırdım ki


sözcüklerini hücrelerine ayırıp daha sonra itina ile seçip inşa etsen de doğru anlaşılamayabiliniyormuşsun!


niyetler farklı olunca, vurgunun hangi sözcüğe yapıldığının bir önemi kalmıyormuş. insanı da en çok bu anlaşılamama durumu yoruyormuş.. sanırdım ki iki makul insan egolarını kenara bırakıp dostane bir tavırla tüm sorunları çözebilir, yanlış anlaşılmaları giderebilir, dahası insan konuşarak her sorunun üstesinden gelebilir.! denedim ki kimi zaman tüm çabalar faydasız kalabiliyor. iletişim denilen bilgiç sözcüğün büyüsüne inanıyorum. onca sene eğitimini aldığım konuda son 8 ayda iletişemedim sadece itişebildim.


kurulan cümlenin basit anlamları bile çarpık bir ayna ile size yansıtıldığında cümlelerden medet ummayın, niyeti sorgulayın.


*fotoğraf, onur pehlivan


13 Ağustos 2010 Cuma

buralardaydım

uzakta değil

buralardaydım.. 

okudum ama yazamadım.

tozlanan cümlelerimi sevemedim.

yenilerini bir araya getiremedim.

öğüttüm kendimi.

değirmenimi kendim seçmiştim

ruhum çok yandı. 

açılmaya yüz tuttu sargılarım

korkuyorum bakmaya